Merhaba Güzel Vatanım izle

Uzun metrajlı Türk yapımı olan bu film, bir anlamda bir biyografi gibi de düşünülebilir. Vatan şairi Nazım Hikmet’in hayatını konu alan bir filmdir. Ahmet Ümit tarafından yazılan senaryosu, Nazım Hikmet’i anlatırken, kendi hayatından da kesitler sunmaktadır. Nazım Hikmet’in zorunlu olarak Moskova’ya gidişi, orada yaşadıkları, kaleme alınmıştır. Bin dokuz yüz seksenli yıllarda da yazar, Moskova’ya gitmiştir. Burada da Ahmet Ümit, kendi hayatına dair yaşadıklarını ustalıkla anlatır. İki başarılı kalemin yaşamları, bu senaryoda can bulmuştur. Bu nedenle keyifle izlenecek, belgesel tadında filmlerden biridir.

Merhaba Güzel Vatanım Filmi’ne Dair Söylenecekler

Başarılı bir yapımcı kadrosuna sahip bulunan filmde öne çıkan isimlerin başında, usta tiyatrocular da gelmektedir. Yetkin Dikinciler, Levent Üzümcü, öne çıkan isimler arasındadır. Dram tarzında olan film, belgesel özelliğini de taşımaktadır. Bir döneme imzasını atan 1980 olayları ve öncesi, ulus ve vatanseverlik kavramlarını işlemektedir. Emperyalizme karşı gelenlerin, vatan haini olarak lekelendiği bir dönemin izlerini anlatır. Bunu işlerken, aynı yollardan büyük yazar Nazım Hikmet’in de geçmesi, çektiği zorluklar anlatılır.

Merhaba Güzel Vatanım Filmi’nde İki Kalemin Kesiştiği Anlar

Merhaba Güzel Vatanım Filmi, benzerlikler üzerine kuruludur. Nazım Hikmet’in çektiği sıkıntıları, Ahmet Ümit çok yakından hissetmiştir. O da bir dönem Moskova’da kalmıştır. Bin dokuz yüz seksenli yıllardaki direniş ve öğrenci hareketleri anlatılır. Bu direniş sloganı da filme damgasını vurur. Şairin, “Akın var akın, güneşi zapt edeceğiz, güneşin zaptı yakın” sözleri direniş sloganıdır. Nazım Hikmet’in zorunlu göç edişi, vatan haini ilan edilişi anlatılır. Vatansever gençlerin de hak ve adalet arayışları, emperyalizme karşı çıkışları ile bağlantı kurulur.

Edebiyatın Kitleleri Birleştirici Etkisi

Merhaba Güzel Vatanım Filmi’nde, edebiyatın kitleleri birleştirici etkisi anlatılmıştır. Kalemin gücüne etki yapılarak, vatansever aydınların nasıl bir tehdit olarak görüldüğü temaları işlenmiştir. İki farklı usta kalemin, ayrı dönemlerde, aynı dava için, aynı yerde kesişen yolları anlatılır. Bu nedenle, Moskova’da kaldığı dönemlerde Ahmet Ümit, kendini hiç olmadığı kadar, Nazım Hikmet’e yakın hissetmiştir. Bu duygu ve düşünceler ışığında, belgesel niteliğinde başarılı bir senaryo yaratmıştır.