Amerikalı zengin ve bekar bir adam (Richard Gere), eski kız arkadaşından 20 yıl önce bir oğlu olduğunu ve çocuğun kısa süre önce bir trafik kazasında hayatını kaybettiğini öğrenir. Şok edici haberle sarsılan adam, oğlunun cenazesine katılmak için eski kız arkadaşının yanına gider. Bu yolculuk, adam için hem geçmişiyle yüzleşme hem de tanımadığı oğlunu tanıma fırsatı olur. Cenaze töreni ve sonrasında, ölen oğluna hiç olmadığı kadar yakın olan insanlar aracılığıyla oğlunun yaşamına dair parçaları bir araya getirmeye başlar. Bu süreçte kendi hayatındaki seçimleri ve pişmanlıklarını da gözden geçirir. Oğlunun hayatına dokunan insanlarla tanıştıkça, aslında hiç de beklediği gibi bir insan olmadığını fark eder.